Fıkra - Şemsiye
Bir Amerikalı, bir Rus, ile Temel hotelde kalırken gece yarısında yangın çıkar. Panik içinde yukarı katlara koşarlar, ama kurtuluş yok. Çaresizlik içinde Amerikalı, odada duran bir şemsiye bulur, Başka şansım yok diyerek şemsiyeyi açıp atlar. Şemsiye sağlam çıkar. Onu parasüt gibi kullanarak Amerikalı sağ salim yere varır. Bunu gören Rus, yandaki odada başka bir şemsiyeyi bulup parasüt gibi kullanarak o da kurtulur. Ikisi de yukarıya bakarak merak içinde Temel'i beklerken yakınlarına hızla düşen bir cisim birden bire yere çarpar. Gidip bakarlar: Temelmiş, hayatta ama kan revan içinde ve her tarafı kırık. Amerikalı:-"Ne oldu?" diye sorunca Temel: -"Şemsiye bulamadım. Ama dolapta yağmurluk vardı" demiş.
Fıkra - Folklor yarışması
Bölgeler arası folklor yarışması düzenlenmiş. Finale, Karadeniz horon ekibiyle Ege zeybek ekipleri kalmış. Ve yarışmayı, zeybekler kazanmış. Karadenizliler duruma çok bozulmuş. Temel yenilginin nedenini açıklarken: -Biz oynarken çok acele ettuk, Keske biz de zeybekler gibi düşüne düşüne oynasayduk! demiş.
Komik Resim - Reklam bakışı
Her an reklam panosundan çıkıp, kızı kovalayacak gibi...
Fıkra - Kafama takmıyorum
Temel oldukca şiddetli bir ishale yakalanmış ve hastaneye gitmiş. Tabii ilk muayeneyi yapan doktor bakmış ve hemen dahiliye bölümüne sevketmiş. İş bu ya bizimki her nasılsa evraklar karışıp dahiliye yerine psikiyatriye yatırılmış. O da pek ne oldugunu anlamamış ya.. Aradan şöyle 1-2 hafta geçince sevki yapan doktor psikiyatri bölümünde bir arkadaşını görmeye gitmiş. Tam çıkıyormuş ki bizim Temel orada... - Yahu , demiş... sen ne arıyorsun burada. - Bilmeeeeem... beni buraya yatırdılar. - Eeeee... n'oldu? ... ishalin geçti mi bari? - Yok canım... aynı hızda devam ediyor ,ama artık kafama takmıyorum!
Komik Resim - Ağır yük
Kadınların, aradıkları erkeklerin özelliklerini anlatırken en sık kulladıkları 'beni taşıyabilmeli' cümlesinde kastedilen erkek bu olmalı.
Fıkra - Refleks
Temel, cadde ile sokak köşesinde dolmuş beklerken karşidan karşiya bisikleti ile geçmekte olan kız sere serpe yere düşer. Temel gördüğü manzara karşisinda çok mutlu olur. Kız apar topar kalkar ve bisikletine bir hamlede biner. Temel'e seslenir: Nasıl refleksimi beğendin mi? Temel cevap verir. Uyyyy onun adına burda refleks mi diyiler?
Karikatür - Yönlendirme
Ölümüne ramak kalan, Azrail'e de mi söyler yalan...
Fıkra - Hazırlık
Ankara'da fakültede okuyan Temel'in dersleri iyi gitmemektedir. Sınıfta kalacağını anlayınca annesine bir telgraf çeker : "sınıfta kalacağum.Babami bu olaya hazirliyasun" ertesi gün gelen telgrafta şunlar yazmaktadır: "Baban zaten hazirdur sen kendini hazirlayasun..."
Karikatür - Balık hafızalı
Sizin yüz hafızanız nasıldır bilmem ama benimkinin iyi olduğunu söyleyebilirim. Gördüğüm bir yüzü bir daha asla unutmam. Ama istisnalar kaideyi bozmaz, bozamaz...
Fıkra - Boynuz
Temel kafasına takmış her şeyini bırakıp yurt dışına yerleşecek. Bu arada yanına sadece çok sevdiği keçisini almaya karar verir. Temel gümrüğe geldiğinde gümrük memuru Temel 'in yanında durmakta olan keçisini işaret ederk sorar: - Bu nedir? Temel cevap verir: - Ha o mu, haçen o penum köpeğimdir. Gümrük memuru şaşkın tekrar sorar: -Bu ne biçim köpek bunun boynuzları var! Temel gayet pişkin: - Özel hayatı beni hiç ilgilendirmiyor.
Fıkra - Loto
Temel birgün lotodan yüklü miktarda para kazanır. Ama borçlarını ödemez. Bunu gören bakkal,Temel'e sorar: Lotodan bir sürü para kazandın ama neden hala borçlarını ödemiyorsun? Temel cevap verir: PARAYI GÖRÜNCE DEĞİŞTİ DEMESİNLER DİYE...
Bilgisayar ne yapsın
Günümüzde birçok işimizi gören bilgisayarların bir tek cankurtaranlıkları eksikti :)
Fıkra - İnternet ne demek?
Temel iş için başvurmuş.
- Önce bilgi testinden geçmen gerek, demişler ve sormuşlar,
- Internet ne demektir?
- İşe giremedum demektur.
Fıkra - Ölmek bilmiyor
Temel'in babası vefat eder... Cenazeye gelen bir aile dostu Temel'e sorar:
Nasıl oldu? Cevap: 30.kattan aşağıya düştü... Adam: Vah vah desene çok feci ölmüş...
Temel: Yok yok öyle ölmedi... tam yere düşecekken manavın tentesine çarpıp tekrar yükseldi...
Adam: Vah Vaah! Daha şiddetli çakıldı o zaman. Temel: Yok! Karşıdaki kasabın tenteden
zıpladı bu sefer karşı binanın çatısına... Adam: Demek çatıya çarpıp öldü. Temel: Yok ya!
Çatıdan yuvarlanıp elektrik tellerine gitti... Adam: Deme ya! Çarpıldı o zaman...
Temel: Yok canım teller yaylandı babamı 200 metre yukarı fırlattı. Adam: 200 metreden
yere çakıldı öyle mi? Yazık... Temel: Yok ya yine en baştaki bakkalın tenteye...
Adam: Orda mı öldü? Temel: Yooo... Ordanda yine kasaba... En sonunda bunalan adam Temel'e
bağırarak sordu: Ulan nasıl öldü bu adam? Temel: "Baktık durmuyor, vurduk!"
Fıkra - İtfaiyeci Temel
Temel ile Dursun Amerika'da itfaiye teşkilatına girerler, yangın ihbarı alınır.
Çok katlı bir binanın kreş katında yangın çıkmıştır. İtfaiyeci merdiveni çalışmaz.
Temel yukarı çıkar. Dursun aşağıda kalır..Temel aşağıda bekleyen Dursun'un kucağına
çocukları atmaya baslar.Temel atar, Dursun tutar, kaldırıma koyar.Bir çocuk, iki çocuk,
üç çocuk, derken beşinci zenci çocuktur..Temel bırakır, Dursun yakalamak için kollarını
açmaz. Çocuk paat yerde.Tekrar at, tut kenara koy, tut at kenara koy. Temel yine zenci
çocuk atar Dursun yine tutmaz. Çocuk paat gene yerde..Dursun yukarı bağırır: "Temel
yanıkları atarak vakit kaybetme!"
Fıkra - Kontrol
Temel üniversite sınavına girmiş.Her soruda yazı tura atarak cevapları vermiş. İki saat
sonra öğrencilerin çoğu sınav kağıdını
verip salonu terk etmiş,Temel hala yazı tura atıyor. Öğretmen gelmiş başına dikilmiş:
Temel hepsini yazı tura atıyorsun, hala bitiremedin mi? Temel: Hocam bir saat önce bitirdim.
Simdi de cevaplarımı kontrol edeyrum!
Fıkra - İcat
Bir Kürt ve Temel Amerika'ya zengin olmak için gitmişler. 1 sene sonra aynı yerde tekrar
buluşmak üzere ayrılmışlar... Bir sene sonra Temel yine aynı şekilde beş parasız buluşma
yerine gelmiş. Daha sonra yanına bir limuzin yanaşmış ve içinden smokin giymiş bizim Kürt
çıkmış. Kısa bir selamlaşmadan sonra
-Temel: Valla ben hiç bir baltaya sap olamadım der. Ama görüyorum ki sen oldukça iyi
durumdasın. _ Kürt: Eh işte durum iyi der. Valla bu Amerikalılar salak. Bir fal makinası
yaptım. 5 dolara elini makineye koyuyorsun ve fala bakıyor der. Daha sonra yine bir sene
sonrası için sözleşirler. Bir sene sonra yine Kürt limuzini ile gelir ve beklemeye başlar.
10 dk sonra tepeden bir helikopter iner ve içinden bizim Temel çıkar.
Kürt şaşırır. Ulan nasıl oldu da bu kadar zengin oldun?
- Temel : Valla bu Amerikalılar çok salak. Ben senin makineyi biraz geliştirdim der.
5$'a elini veriyorsun fala bakıyor. 10$ vermezsen elini geri alamıyorsun.
Karikatür - Av
Avcıların biraz empati yapmaları gerekiyor anlamını mı çıkarmalıyız acaba :)
Fıkra - Hot dog
Temel le Dursun Amerika'ya giderler, karınları çok acıkır ama ne yiyeceklerini bilemezler.
Çat pat ingilizce ile bakarlar sağa sola ama her yerde hot dog yazar.İki kafadar açlıktan
ölseler dahi köpek eti yemiyeceğiz derler ama fazla dayanamazlar ve yemeye karar verirler.
İki hot dog isterler, tam yeyicekler Temel Dursun'a dönerek sorar:
-Dursun sanada köpeğin aynı yeri mi geldi?
Fıkra - Sarı bar
Temel eğlenmek için bir yer arıyormuş.Daha önce bir çok bara gitmiş fakat simdi
gidecek farklı bir yer arıyormuş.Bir arkadaşı ona Sarı Bar adlı bir yer önermiş.
Oda gitmiş fakat diğer yerlerden hiçbir farkı yokmuş.Neyse demiş içkisini içmiş
tuvalete gitmiş . Bir de ne görsün altın bir pisuvar var. Çok şaşırmış daha sonra
pisuvara işeyip gitmiş. Öbür gün yine gelmiş ve içkisini içip tuvalete gitmiş.
Bir de ne görsün altın pisuar yerinde yok. Barmene gidip"Tek farkınız altın pisuardı,
şimdi o da yok"demiş. Barmen barda oturan iri yarı adama dönüp "Necmi abi senin saksofona
işeyen adam geldi" demiş.
Fıkra - Rehber Temel
Temel boğazda tekneyle turist gezdiriyor, bir gün bir Amerikalıyı alıyor başlıyorlar gezmeye...Amerikalı bir saray görüyor.
-Bu ne kadar zamanda yapılmış diye soruyor. Temel :
-5 yılda, diye cevap veriyor. Amerikalı :
-Yazık bizde olsa 1 yılda yapılırdı. Biraz sonra bir camii görüyor.
-Bu ne kadar zamanda yapılmış, diye soruyor... Temel :
-2 yıl, diye cevap veriyor. Amerikalı :
-Yazık be bizde olsa 3 ayda biterdi, diyor. Temel uyuz oluyor duruma... Biraz sonra bir tarihi yapı daha görüyorlar..gene soruyor Amerikalı... Temel :
-2 ay, diyor. Amerikalı yine :
-Yazık be bizde olsa 1 haftada biterdi, diyor. Temel iyice kıllanıyor. Tam o sırada Boğaz Köprüsü'nün altına geliyorlar... Amerikali yukarıyı göstererek :
-Bu köprü ne kadar zamanda yapıldı, diyor. Temel şaşkın şaşkın bakışlarla kafayı kaldırıp
-Hangisi? Bu mu? Bu dün burada yoktu yaa...
Fıkra - Mavi maymun
Bir gün Amerikalı bir bilim adamı mavi maymunları incelemek üzere Türkiye'ye gelir.
Mavi maymunların da en sık olduğu bölge Temel'in köyünün olduğu bölgedir. Bilim adamı
köye gelir ve köy kahvesinden birine köyün en iyi nişancısının kim olduğunu sorar.
Adamın biri bu köyün en iyi nişancısının Temel olduğunu söyler. Bunun üzerine bilim
adamı Temeli çağırtır. Temel gelir, bilim adamı bir bakar Temel'in bir tane eski tüfeği
bir tanede uyuz köpeğinden başka bir şeyi yoktur. Kendi kendine en iyi nişancı buymuş
ne yapalım der. Bilim adamıyla Temel ormana giderler. Temel bilim adamına "Bak şimdi ben
ağaca çıkacağım ve sallayacağım, maymun düşerse sen bir şey yapma, köpek onu becererek
bayıltır. Bilim adamı merakla sorar "Peki tüfek ne işe yarayacak?" Temel: " Ağaçtan maymun
yerine ben düşersem o silahla köpeği vuracaksın."
Fıkra - Koku
Temel Dursun'a yatılı ziyarete gitmiş. Yemişler içmişler sıra yatmaya gelmiş.
Dursun: "Bak Temel, yatak odandan tuvalete gitmek için bizim odadan geçmen gerekecek.
Bu olmasın istiyorsan şimdiden tuvalete git de gece gelmesin." Temel: "Tuvaletim yok.
Merak etme, gelse de tutarım zaten." Bu dialoğun ardından yatmışlar ama gece yarısı Temel
fena halde sıkışmış. Yatak odasından geçmek de istemiyor. Bakmış pencerede bir saksı
içinde çiçek var. Çiçeği toprağıyla birlikte çıkarıp hacetini gidermiş, toprağı tekrar
yerine koyup uyumuş ve ertesi sabah da çekip gitmiş. Aradan birkaç ay geçtikten sonra
Dursun Temel"i telefonla aramış: "Temel, nereye sıçtın çabuk söyle, 4 ev değiştirdik ev
hala kokuyor."
Fıkra - I'm sorry
Temel bara gitmiş. Geçmiş bir kenara oturmuş, biraz sonra bara bir adam girmiş
ve sıska uzun boylu bir adamın kafasının üstüne şişe koymuş, çekmiş silahı ateş
etmiş şişe paramparça ateş eden adam elini kaldırmış " I'am Pekosbill " demiş ve
çekmiş gitmiş. Daha sonra bara bir başka adam girmiş ve yine o sıska adamın kafasının
üstüne konserve kutusu koymuş çekmiş silahı ateş etmiş kutu paramparça ateş eden adam
elini kaldırmış." I'am Redkit " demiş ve çekmiş gitmiş. Temel bunları seyrettikten sonra
dayanamamış eline bir elma almış ve o sıska adamın kafasının üstüne elmayı yerleştirmiş
çekmiş silahı ateş etmiş ve o da ne, adamı tam alnının ortasından vurmuş. Temel de elini
kaldırmış ve I'm sorry demiş.
Fıkra - Ajan Temel
MİT eleman alımı için duyuru yapar. Üç kişi başvurur.
MİT binasında adayların hepsiyle tek tek görüşmeler yapılmaktadır.
İlk adam içeri alınır ve su sorular sorulur. "Karını seviyormusun?"
"Evet, efendim" "Ülkeni seviyormusun?" "Evet , efendim"
"Pekala , biz karını da getirdik. Şu an yan odada." denir ve masanın üzerine bir
tabanca konur. "Şimdi odaya gir ve karını öldür.!" Adam silahı alır yan odaya geçer.
5 dakika hiç ses duyulmaz. Adam tekrar ilk odaya geri döner.
Kravatı gevsemiş, ter içinde kalmıştır. "Yapamayacağım efendim." der ve orayı terk eder.
İkinci adam içeri alınır. Aynı sorular sorulur. Aynı yanıtlar alınır. Ve ona da içeri
girip karısını öldürmesi söylenir. Adam yapamayacağını söyler ve ayrılır. Son adam
Temel girer. Aynı sorular,Aynı cevaplar. Ona da içeri girip karısını öldürmesi söylenir.
Temel içeri girer. 5-10 saniye sonra içerden silah sesleri gelmeye başlar.
BAM,BAM,BAM,BAM,BAM,BAM ....
Derken kısa bir sessizlik ve ardından gürültülü bir cam kırılması duyulur.
Temel içeri girer , biraz terlemiştir. MİT personeli sorar "Ne oldu ?" Temel cevaplar:
"Efendim bana verdiğiniz silah kurusıkı çıktı, o yüzden karımı pencereden aşağıya atmak
zorunda kaldım."
Fıkra - Av
Temel ile Dursun Trabzon'un dağlık bölgesinde ava çıkmışlar. Uzun uğraşlardan sonra
elleri boş dönmek üzere iken oldukça iri ve heybetli bir geyiğe rastlamışlar.
Her ikisi de epeyce uğraştıktan ve kovaladıktan sonra köye 5-6
kilometre kala geyiği vurmuşlar. Aslında küçük hayvan avına çıkmış olan iki arkadaşın
yanında geyiği taşıyabilecekleri herhangi bir araç veya alet olmadığından düşünce
üretmeye başlamışlar. Temel ,Dursun'a: "Ula dursun habu hayvanın bir boynuzunu sen
tut diğerini ben demiş.Ve Hayvanı boynuzlarından tutup çekmeye başlamışlar.köy yolunun
başına kadar kan ter içerisinde gelirlerken köyden birine rastlamışlar. Onların bu halini
gören arkadaşları "Yahu siz deli misiniz bu böyle taşınır mı? Sizin kafanız hiç çalışmıyor
kardeşim, ikiniz bir olun şu hayvanı kuyruğundan çekin daha rahat taşırsınız "
önerisini yaparak yola devam etmiş. Bu fikri çok uygun bulan iki kafadardan biri olan
Temel yaklaşık yarım saat sonra Dursun'a dönerek "ULA DURSUN BU HAYVAN BÖYLE ÇOK KOLAY
ÇEKİLİYORMUŞ, AMA ANLAMADUĞUM BİR ŞEY VAR BUNU KUYRUĞUNDAN ÇEKTUĞUMUZDAN BERİ KÖYDEN
GİTTİKÇE UZAKLAŞIYRUK!"
Fıkra - Kılpayı
Dursun Temel'e sormuş:
- Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyepilursun? Temel:
- 100 tane demiş. Dursun:
- Hadi oradan yesen yesen 1 tane yersin geriye kalan 99 hamsiyi oruçsuz yersin demiş. Bu espri Temel'in çok hoşuna gitmiş.
Yolda Cemal'i görmüş ve hemen sormuş:
- Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyepilursun ? Cemal:
- 50 demiş.Temel:
-Ha uşağum 100 deseydun sana müthiş bir espiri yapacaktum demiş.
Fıkra - Ateş
Nasa uzay araştırma merkezi, günlerden bir gün Mars'a gidebilecek bir mekik yapar.
Bu mekiğe üç ayrı ülkeden üç astronot binecektir. Bunlar bir Fransız,
bir Alman ve Türkiye'den de Temel'dir. Bunlara orada uzun süre kalacaklarını
ve bu yüzden yanlarına en çok sevdikleri şeyi almalarını söylerler.
Alman: "Ben içki içmeden yapamam bana içki verin der." Fransız: "Ben karım olmadan yapamam
onuda götüreyim der." Temel: "Ben da sigarasuz edemam," der ve sigara ister. Aradan yıllar
geçer artık mekiğin döneceği gün gelmiştir. Onlar için büyük bir tören düzenlenir. Önce
Fransız iner mekikten yanında karısı ve iki küçük çocuğu vardır. Sonra Alman, gözleri kan
çanağı gibi, sendeleyerek iner mekikten. En son Temel fırlar ve elinde bir sigara,
bağırır: "Uyy hemşerum! Ateşi olan var mi?"
Fıkra - Papağan
İş adamı Temel Amerika'ya gider, işlerini bitirdikten sonra alış veriş merkezlerinde
dolaşmaya başlar. Pet shoplardan birinde akıllı ve hazır cevap bir papağan görür,
papağanla biraz sohbet ettikten sonra yetkiliye gider ve papağanı satın almak istediğini
söyler. Satıcı papağanın satılık olmadığını söyler fakat Temel bir türlü vazgeçmez paraysa
para illaki bunu bana satacaksınız diye ısrar eder.
Satıcı bakmış kurtuluş yok Temel'e, bak bizde papağanın dört tane yumurtası var bu
yumurtaları sana verelim hem daha ucuz olur hem de dört tane birden papağanın olur demiş.
Temel biraz düşünüp kabul etmiş. Trabzon'a döner dönmez hemen yumurtaları kuluçkaya yatırmış.
Bir süre sonra yumurtalar çatlamaya başlamış. Birinciden civciv, ikinciden güvercin,
üçüncüden muhabbet kuşu, dördüncüden ise ördek çıkmış. Temel bu işe epey bozulmuş.
Bir kaç ay sonra Temel yine Amerika'ya gitmiş, işlerini bitirince doğru papağanın olduğu
dükkana gitmiş. Papağan Temeli uzaktan görür görmez başlamış kahkahalar ile gülmeye.
Temel ne güleysun ula demiş. Papağan niye gülmeyeyim, New York'da herkes senin enayiliğini
konuşuyor deyince Temel de; oda bir şey mi ulan Trabzon'da herkes senin fahişeliğini konuşuyor demiş.
Fıkra - Kaşıntı
Temel kahvede otururken başı kaşınır. Şapkasının üstünden başını kaşır.
İdris sorar:
-Ula Temel niye başinu şapkanın üstünden kaşidun?
Temel cevap verir:
-Haçan sen kıçınu kaşurken donunu çıkariyor misun?
Fıkra - Aristo mantığı
Temel Dursun'a sorar:
Yahu dursun Aristo mantığı nedir?
Dursun nasıl anlatacağını düşündükten sonra:
-Bak Temel..
-Efendim Dursun
-Senin akvaryumun var mu?
-Var Dursun
-Akvaryumunu sever misin?
-Evet Dursun
-o zaman balıkları da seversin?
-Evet Dursun
-o zaman denizi de seversin?
-Evet Dursun
-o zaman plajı da seversin?
-Evet Dursun
-o zaman plajdaki kızları da seversin?
-Evet Dursun
-o zaman o kızlarla yatmayı da istersin?
-Evet Dursun
-işte aristo mantığı budur Temelciğim.
Bu olay Temel'in kafasına yer eder. Yolda rastladığı birini cevirip sorar:
-Kardeş senin akvaryumun var mı?
Adam:
-Hayır birader.
Temel:
-Ula sen gay misun?
Fıkra - Lezbiyen
Temel bara gitmiş. Yanındaki kadınla sohbet ederken kadın:
-Ben lezbiyenim , demiş. Temel lezbiyenin ne olduğunu sorunca, kadın:
-Ben yalnızca kadınlarla beraber olurum, demiş. Temel' in hoşuna gitmiş.
-Pen ta sizin cibu lezbiyenum, demiş.
Fıkra - Trafik canavarı
Temel kamyonuyla yokuş aşağı inerken freni patlar ve kamyonu son sürat gitmeye başlar,
kamyon bir kavşağa gelir temel bir bakar sağ tarafta pazar kurulmuş yüzlerce insan,
soluna bakar bir tane çocuk. Pazara girip yüzlerce insanı öldüreceğine çocuğa çarpmayı
tercih eder. Ertesi gün gazeteler şöyle bir manşet;Freni patlayan kamyon pazar yerine girdi, 20 ölü
50 yaralı.Temele sorarlar niye diğer yöne gitmedin de pazara daldın?
Temel cevap verir:
-Ben çocuğun olduğu yöne sürdüm, çocuk pazara doğru kaçtı...
Fıkra - Şaka
Bir gün Temel balığa çıkar. İyi bir avdan sonra bir tekne balık tutar. Birden
hava patlar ve çok büyük bir fırtına çıkar. Temel dua etmeye başlar. Tanrım
beni bu fırtınadan kurtarırsan bütün bu balıkları fakirlere dağıtacağım der
içinden. Hava bir zaman sonra düzelir. Temel evine dönmeye başlar. Bir taraftanda
balıklara bakar ve içinden bu balıklar fazla, yarısını dağıtsam olur der. Biraz daha
sonra balıklara tekrar bakar ve bu balıkların yarısıda çok fazla ben bunların çeyreğini
dağıtsam olur der. Biraz daha zaman geçer Temel tekrar balıklara bakar. Tam o sırada hava
tekrar bozulur. Temel kafasını gök yüzüne diker ve şöyle der. "Haçen sen de şakadan hiç anlamiyusun."
Fıkra - Telsiz telefon
Temel bilim adamı iken bir arkeoloji araştırmaları konferansına davet edilir. Amerikalılar anlatmaya başlar;
-Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 25 metre aşağı indik ve telefon kabloları bulduk. Öyleyse bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlardır. Sıra türkiyeye gelir ve Temel başlar anlatmaya
-Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre aşağı indik ama birşey bulamadık. Öyleyse atalarımız telsiz telefon kullanmışlardır.
Fıkra - Rapor
Temel hayvanları araştırma konusuna oldukça ilgi duymaktaymış. Bir gün bu merakını
gidermek için laboratuarını kurarak çalışmalara başlamış. Örnek hayvan olarak bir
PİRE almış. Çok hassas aletler ile bu işe başlayan Temel, eline çok hassas bir neşter
alarak pirenin ayaklarının ucundan biraz kesmiş ve masanın üzerine bırakmış ve pireye
ZIPLA BAKAYIM diye seslenmiş, doğal olarak zıplayarak dolaşan bir hayvan olan pire yarım
yamalak da olsa zıplamış, o sırada Temel hemen yakalayarak ayaklarının tamamını yontmuş
ve masanın üzerine tekrar bırakarak seslenmeye başlamış. ZIPLA BAKAYIM, ULA ZIPLASANA,
ZIPLA BE HAYVAN. Fakat ayakları kesilen pireden hiçbir hareket yok... Temel hemen kalem
kağıdı alarak raporu yazmaya başlamış. PİRE incelendi. SONUÇ: "PİRE'nin ayakları kesilince
kulakları duymamaktadır."
Need some tips on how to play popular casino games? Onlinecasino9.com is a gambling guide resource for the best online casino sites. |